Bir ebeveyn ve eğitimci olarak sosyal geleceğimiz olan çocukların herkes gibi kendine güvenen bireyler olmasına önem veriyorum.
Bunun için; Derslerimde öğrencilerime, çocuğa başarı duygusunu tanıtmanın değerli, sevilen ve kendisi gibi kabul edildiğini ve diğer çocuklarla eşit olduğunu hissettirmemiz gerektiğini de paylaşıyorum.
Toplum olarak geçmişte çocukların fikirlerini ifade etmelerine izin vermedik, çocuğun ne anladığı – hangi tutum yanlıştı mantığıyla çocukları yetiştirdik. Çocuğun bir birey olduğunu, duygularına, düşüncelerine ve kararlarına saygı duyulması gerektiğini, çocuğun gelişimi, değeri ve psikolojisi hakkında duyarlılık yaratmamız gerektiğini ve bugünlerde başka bir sorunla karşı karşıya olduğumuzu vurgulayalım.
Bu sorun günümüz çocuklarında, özellikle yüksek gelirli ve eğitimli ailelerin çocuklarında daha yaygındır. Aileler kendinden emin yetiştirmeyi şımarık çocuklarla yetiştirmeye başladılar. Kendine güvenen çocuk kural değil, sınır tanımayan ve sorumluluk almayan çocuk.
Çocuğun ailesini yönettiği ve onun yerine ailenin çocuğun tüm sorumluluklarını üstlendiği bir ortamda kendine güvenen bir çocuk yetiştirmeyi planladığımızda hata yapacağız. Çocuğun istediği şeyi yapma ve sınır tanıma yeteneği onu kendine güvenmez. Bugün ergenlere baktığımda bu yanlış tavrın yansımalarını üzüntüyle görüyorum.
Farklı ortamlardaki gençlere dışarıdan bir gözlemci olarak baktığımda, her eylemi düşünmeden rahatlıkla yapabilen, karşı tarafın konumunu düşünmeden her kelimeyi söyleyebilen ve her konuda kendini doğru gören gençleri sıklıkla görüyorum. Sanırım son zamanlarda sınıfta bir grup gencin öğretmenlerine yönelik eylemlerini kimse görmedi.
Ne büyük bir özgüven !!!
Ancak zeka ile birleşmeyen ve ahlakla yoğrulmayan özgüven, güvensizlik kadar zararlıdır. Yani, zemini verelim, ama çocuklarımıza sosyal kuralları öğretelim. Sevelim ama aynı zamanda insanlara saygı duymayı da öğretelim. Haklarını ihlal etmeyelim, ama başkalarının haklarını ihlal etmeyelim.
Lütfen şımarıklık ve saygısızlığı özgüvenle karıştırmayın …